Nevval Sevindi - <div style="text-align: justify; "><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;">Sevindi, Nevval. Kent ve Kültür. İstanbul: Alfa Yayınları, 2003, 312 s.</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;"><br></span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;; font-weight: bold;">ÖZET</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;; font-weight: bold;"><br></span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;; font-weight: bold;">Kent ve Kültür</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;"><br></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;">Kent ve Kültür, antropolog olan yazarın ‘kent’ ve ‘kültür’ olgusunu ele aldığı bir eserdir. Kitap dört bölümden oluşmaktadır. ‘Kent Kültürü ve Kültürel Örgütlenme’ başlığını taşıyan ilk bölümde Türkiye’deki kültürel ve toplumsal ilişkilerin siyasi ve ekonomik sorunların gölgesinde kalması, çözüm yollarının politik örgütlenmelerde aranması eleştirilir. Yazara göre, ‘Türkiye’nin sorunu kültüre bakıştan ve kültür politikalarından yoksun olmasından kaynaklanmaktadır’. Kentleşme sorunlarına yalnızca mühendislik açısından değil, toplumsal değerler ve insan ilişkileri yönünden de bakılmalı, kentin sosyal yapısını değiştirecek sosyal projeler üretilmelidir. Şehirlerdeki sağlıksız ve dengesiz büyüme ancak bu şekilde çözülebilecektir.&nbsp;</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;"><br></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;">‘İstanbul Yazıları’ başlıklı ikinci bölümde bir zamanlar imparatorluğun başkenti olan İstanbul’un dünü ve bugünü anlatılır. İstanbul, kentte yaşayanlar, farklı ırklar, çeşitli milletler, diller ve inançlar açısından her daim çeşitlilik göstermiş, ancak sosyal bütünleşme ve ortak bir kentlilik bilincini oluşturamamıştır. Bugünün İstanbul’u ise ruhunu ve kimliğini kaybeden bir şehirdir. Dünün İstanbulu’yla karşılaştırıldığında kırsal kesimlerin ‘arkasına bakmadan gitme ve geldiği yere olanca ağırlığıyla çökme’ olgusu yüzünden tehdit altında, huzursuz bir kent hâline gelmektedir.&nbsp;</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;"><br></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;">Üçüncü bölüm ‘Anadolu Kentleri ve Kültür’ başlığını taşır. Konya, Malatya, Şanlıurfa, Van, Antalya, Adana, Mersin, Ankara gibi şehirlerdeki kent yaşamı ve kültürü ele alınır. Sadece İstanbul değil, Anadolu’nun kültür, sanat ve tabii güzellikler yönünden canlı diğer kentleri de mimarideki estetik yoksunluğu ve kültürel mirasa sahip çıkılmaması yüzünden doğal güzelliklerini yitirme ve kültürel mirasın yok olması tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yazara göre, ruhunu ve karakterini koruyabilen tek şehir İzmir’dir. İzmir ‘sosyal ve ekonomik açıdan hep dalgalanan, geçmişten aldığı mirasa hep sadık kalan şehir’ olarak nitelendirilir.</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;"><br></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;">‘Dünya Kentleri ve Kültür’ başlıklı son bölümde ise Buenos Aires, eğlence yaşamıyla Londra, bolluk ve yokluğun bir arada yaşandığı Rio, kültür simgesi St. Petersburg gibi dünya kentleri ve kültürlerine yer verilir.&nbsp;</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;"><br></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;">‘Kent ve Kültür’de, yazar, bir sosyal bilimci bakış açısıyla toplumsal ilişkileri ve değerleri göz ardı eden ve kültür-sanat etkinliklerini arka plana atan kentsel projeleri eleştirirken bir taraftan da çözüm önerileri sunmaya çalışır. Ancak bütün bir eser boyunca kent kültürünü antropolojik açıdan değerlendirmesi beklenen yazarın, böyle bir değerlendirmeden ziyade tam yerine oturmayan edebî bir üsluba yöneldiği sezilir. Buna ilaveten, bölüm başlıkları arasındaki konu bağlantısının zayıf olması da eserin bir diğer zaafiyetidir.&nbsp;</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;"><br></span></div><div style="text-align: justify; "><span style="font-family: &quot;Times New Roman&quot;;">Bilge Gökter</span></div>
Kent ve Kültür
Type
abstract
Year
2014
Sevindi, Nevval. Kent ve Kültür. İstanbul: Alfa Yayınları, 2003, 312 s.

ÖZET

Kent ve Kültür

Kent ve Kültür, antropolog olan yazarın ‘kent’ ve ‘kültür’ olgusunu ele aldığı bir eserdir. Kitap dört bölümden oluşmaktadır. ‘Kent Kültürü ve Kültürel Örgütlenme’ başlığını taşıyan ilk bölümde Türkiye’deki kültürel ve toplumsal ilişkilerin siyasi ve ekonomik sorunların gölgesinde kalması, çözüm yollarının politik örgütlenmelerde aranması eleştirilir. Yazara göre, ‘Türkiye’nin sorunu kültüre bakıştan ve kültür politikalarından yoksun olmasından kaynaklanmaktadır’. Kentleşme sorunlarına yalnızca mühendislik açısından değil, toplumsal değerler ve insan ilişkileri yönünden de bakılmalı, kentin sosyal yapısını değiştirecek sosyal projeler üretilmelidir. Şehirlerdeki sağlıksız ve dengesiz büyüme ancak bu şekilde çözülebilecektir. 

‘İstanbul Yazıları’ başlıklı ikinci bölümde bir zamanlar imparatorluğun başkenti olan İstanbul’un dünü ve bugünü anlatılır. İstanbul, kentte yaşayanlar, farklı ırklar, çeşitli milletler, diller ve inançlar açısından her daim çeşitlilik göstermiş, ancak sosyal bütünleşme ve ortak bir kentlilik bilincini oluşturamamıştır. Bugünün İstanbul’u ise ruhunu ve kimliğini kaybeden bir şehirdir. Dünün İstanbulu’yla karşılaştırıldığında kırsal kesimlerin ‘arkasına bakmadan gitme ve geldiği yere olanca ağırlığıyla çökme’ olgusu yüzünden tehdit altında, huzursuz bir kent hâline gelmektedir. 

Üçüncü bölüm ‘Anadolu Kentleri ve Kültür’ başlığını taşır. Konya, Malatya, Şanlıurfa, Van, Antalya, Adana, Mersin, Ankara gibi şehirlerdeki kent yaşamı ve kültürü ele alınır. Sadece İstanbul değil, Anadolu’nun kültür, sanat ve tabii güzellikler yönünden canlı diğer kentleri de mimarideki estetik yoksunluğu ve kültürel mirasa sahip çıkılmaması yüzünden doğal güzelliklerini yitirme ve kültürel mirasın yok olması tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yazara göre, ruhunu ve karakterini koruyabilen tek şehir İzmir’dir. İzmir ‘sosyal ve ekonomik açıdan hep dalgalanan, geçmişten aldığı mirasa hep sadık kalan şehir’ olarak nitelendirilir.

‘Dünya Kentleri ve Kültür’ başlıklı son bölümde ise Buenos Aires, eğlence yaşamıyla Londra, bolluk ve yokluğun bir arada yaşandığı Rio, kültür simgesi St. Petersburg gibi dünya kentleri ve kültürlerine yer verilir. 

‘Kent ve Kültür’de, yazar, bir sosyal bilimci bakış açısıyla toplumsal ilişkileri ve değerleri göz ardı eden ve kültür-sanat etkinliklerini arka plana atan kentsel projeleri eleştirirken bir taraftan da çözüm önerileri sunmaya çalışır. Ancak bütün bir eser boyunca kent kültürünü antropolojik açıdan değerlendirmesi beklenen yazarın, böyle bir değerlendirmeden ziyade tam yerine oturmayan edebî bir üsluba yöneldiği sezilir. Buna ilaveten, bölüm başlıkları arasındaki konu bağlantısının zayıf olması da eserin bir diğer zaafiyetidir. 

Bilge Gökter
Citation
Gökter, Bilge. '"Turkish abstract of 'City and Culture'". Translated by Bilge Gökter. In Cities as Built and Lived Environments: Scholarship from Muslim Contexts, 1875 to 2011, by Aptin Khanbaghi. 250. Edinburgh: Edinburgh University Press, 2014.
Authorities
Collections
Copyright
Muslim Civilisations Abstracts - The Aga Khan University
Terms of Use
Public Domain
Country
Türkiye
Language
Turkish
Keywords
Related Documents