Eldem, Edhem. İstanbul’da Ölüm: Osmanlı-İslam Kültüründe Ölüm ve Ritüelleri. İstanbul: Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, 2005, 299 s.
ÖZET
İstanbul’da Ölüm: Osmanlı-İslam Kültüründe Ölüm ve Ritüelleri
Bu eser, aynı adla açılmış serginin kataloğu niteliğini taşımaktadır. Yazar ölümün güçlü bir toplumsal analiz aracı olabileceğini ve herhangi bir toplumun kültür, zihniyet ve sosyal yapısı hakkında birçok önemli bilgi verebileceğini öne sürmektedir. Kitabın amacı temsili örnekler kullanarak Osmanlı İstanbul halkının ölümü nasıl algıladığını ve ölümün İmparatorluk başkentindeki hayatta oynadığı rolü anlatmaktır.
Yazar ilgi alanını üç kelimeyle sınırlamaktadır: Osmanlı, İslam ve İstanbul. Dolayısıyla kitap 1452’den önceki ve 1922’den sonraki gelişmeleri içine almamakta, İstanbul dışındaki Osmanlı kültürü ve toplumu ile ilgilenmemekte ve İstanbul’daki gayrimüslim topluluklarını konu dışı tutmaktadır.
Yukarıda belirtilen üç konu dışında kitap dördüncü bir öğe ile de ilgilenmektedir: değişim. Yazara göre ölüm ve ritüelleri, sosyal, politik, ekonomik ve kültürel değişimlerle yakından ilgili dinamik olgulardır. Bundan dolayı kitap temel anlamda kronolojik olarak yazılmış ama yer yer değişik konulara da değinen bir eserdir.
Kitap her biri iki ile sekiz sayfadan oluşan ve çeşitli başlıklara ayrılmış bir dizi örnek olay incelemesinden meydana gelmektedir. İlk dört başlıkta yazar, kitabın konusunu oluşturan ana öğeyi, mezarlık vasıtasıyla şehir ve ölüm ilişkisi içinde ele almıştır. Yazar, Osmanlı kültüründe ölümün algılanmasını inceleyerek ve ölümün ardından ortaya çıkan konuların yönetilmesine bakarak bu dönemi bir bağlama oturtmaya çalışmıştır.
Bundan sonra gelen beş başlık ölümün önemli göstergelerinden mezar taşları üzerine yoğunlaşmakta ve kitabın ikinci kısmını oluşturmaktadır. Bu bölüm mezar taşlarının gelişimi üzerine kronolojik bir betimleme ile mezar taşlarının bazı özellikleri ve kullanım alanları üzerine konusal bir incelemeyi beraber sunmaktadır.
Bunu takip eden üç başlık idam, hastalık ve intihar gibi çeşitli ölüm şekillerini inceleyen bir bölüm oluşturmaktadır. Son dört başlık değişim ile ilgili kavramlara değinerek çağdaşlık, devlet ve milliyetçilik gibi kavramların ölüm olgusu ile ilişkisine bakmaktadır.
Bu kitap kolay anlaşılır dili, bol görsel öğeleri, kaynakçası ve dizini ile hem araştırmacılar hem de sıradan okuyucular için paha biçilmez bir kaynaktır. Kitabın sonuna Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki geçiş sürecinde ölüm kavramı ile ilgili bir bölüm konulması kitabı daha da değerli kılabilirdi, ancak böyle bir bölümün yokluğu, kitabın değerinden bir şey kaybettirmemektedir.
Ecehan Koç